Techno müziğin kalp ritmi:
Awakenings
Awakenings Summer, bu yıl da Hollanda’nın Tilburg şehrine bağlı Hilvarenbeek kasabasında, tabiri caizse doğayı dönüştürerek kurulan dev bir elektronik evrende gerçekleşti. Doğanın ortasında, özenle tasarlanmış sahneler, çimenler üzerinde dans eden onbinlerce müzik tutkunu, ışıkla senkronize çarpan kalpler ve gökyüzüne yükselen bas frekanslarıyla yine unutulmazdı.
2025 yılı, Awakenings için özel bir yıl oldu. Ana sahneye damgasını vuran, altı yıl aradan sonra geri dönen ve Cumartesi akşamı kapanışı yapan Carl Cox seti, festivale gelen onbinlerce kişiyi adeta hipnotize etti. Minimal, endüstriyel, hard, hypnotic tekno gibi birçok farklı türevi dünyanın en önde gelen isimlerinin art arda sıralanışı ile büyük bir şova dönüşen ve başka bir boyuttan gelmiş gibi görünen sahne tasarımları ile elektronik müzik tarihine altın harflerle yazılacak kadar etkileyiciydi.
Festival alanı, toplamda 9 farklı sahneye ev sahipliği yaptı. Her sahne farklı bir atmosferde, farklı bir ses evreni yaratarak katılımcılara adeta zaman ve mekân algısını unutturdu. Özenle kurulan sahneler yalnızca görsel değil, akustik anlamda da kusursuzdu. Sahne tasarımlarında, doğayla uyumlu malzemeler ve etkileyici görsel mapping teknolojileri kullanıldı. Işık oyunları ve duman efektleriyle birleşen bu atmosferde, her sahne kendi hikâyesini anlattı.
Katılımcı Profili ve Atmosfer
Festival, bu yıl 100.000’i aşkın katılımcıyla adeta bir elektronik müzik karnavalına dönüştü. Avrupa’nın dört bir yanından gelen katılımcılar, dans etmeyi bir yaşam biçimi hâline getirmiş, ritimle nefes alan bir kitleydi. Genç, enerjik ve özgür ruhlu kalabalık, müziği yalnızca dinlemiyor; onunla bütünleşiyor, yaşıyordu.
Line-up ise adeta yıldızlar geçidiydi. Carl Cox, Adam Beyer, Charlotte de Witte, Joris Voorn, Marco Carola, Joseph Capriati, Jamie Jones, MauP, Adriatique gibi dev isimlerin yanı sıra daha nesil yeteneklere de yer verilmişti.
Amsterdam Günleri
Ruhu Sokaklarında Saklı Bir Şehir
Festivale geçmeden önce birkaç günlüğüne Amsterdam’ın kollarına bırakıyorum kendimi. Burası sadece bir şehir değil; bir ruh hali, bir yaşam biçimi, bir his… Yılda birkaç kez mutlaka geldiğim Amsterdam, her gelişimde bana yeni bir yüzünü gösteriyor.
Kanalların sessizce aktığı, bisikletlerin şehre yön verdiği bu şehirde martıların sesi, gökyüzüne eşlik ediyor. Minimal tasarımlı, konsepte sadık yüzlerce kafe ve restoran, her sokakta başka bir deneyim sunuyor. Kimisi Japon esintileri taşıyor, kimisi İskandinav sadeliğini… Vintage butikler, yaratıcı sanat galerileri, çiçek pazarları ve ikinci el plak dükkânlarıyla dolu sokaklar, adım başı bir keşif fırsatı yaratıyor.
Ve evet, Ekim ayında tekrar Amsterdam’da olacağım. Çünkü yılın en heyecan verici zamanlarından biri olan Amsterdam Dance Event (ADE) yine şehri baştan sona dansa boğacak. Uzun yıllardır hiç aksatmadan gittiğim bu etkinlik, benim için yılın en keyifli haftası. Sadece dev kulüpler ve DJ performansları değil; aynı zamanda atölyeler, paneller, sergiler ve şehir genelinde yüzlerce bağımsız etkinlik ile müziğin her hâlini deneyimleyebileceğiniz bir festival.
ADE sırasında Amsterdam, tam anlamıyla elektronik müziğin dünya başkenti hâline geliyor. Şehrin dört bir yanında DJ’ler çalıyor, techno sabahın ilk ışıklarına kadar sokakları titretiyor. Bu atmosferi bir kez deneyimleyen bir daha unutamıyor.
İlk Kez Gidecekler İçin Amsterdam’da Yapılacak 15 Şey
1. Bir kanal turuna katılın. Özellikle gün batımı saatlerinde.
2. Van Gogh Müzesi’ni görün. Sanatla iç içe bir deneyim için.
3. Rijksmuseum’da Hollanda tarihine tanıklık edin.
4. Jordaan semtinde kaybolun. Butikler, kafeler, yerel pazarlar.
5. De Pijp mahallesinde brunch yapın. Bohem ve özgür bir ortam.
6. Vondelpark’ta yürüyüş veya piknik yapın.
7. Bir bisiklet kiralayıp şehirde tur atın. Amsterdam’ın ruhu bisiklettedir.
8. NDSM Wharf’a gidin. Endüstriyel sanat ve grafiti cenneti.
9. Anne Frank Evi’ni ziyaret edin. Sessiz ama etkileyici bir deneyim.
10. Albert Cuyp Pazarı’nda sokak lezzetlerini deneyin.
11. Red Light District’i yalnızca merakla değil, kültürel gözle keşfedin.
12. Modern sanat için Moco Museum’a uğrayın.
13. Craft biralarıyla ünlü lokal bir pub’ta oturun.
14. Amsterdam merkez tren istasyonu çevresinde mimari tur yapın.
15. Geceyi bir rooftop bar’da şehrin ışıkları eşliğinde sonlandırın.
Amsterdam ve Awakenings… Biri şehirlerin en özgürü, diğeri festivallerin en büyüleyicisi. Biri dinginliğiyle sarar insanı, diğeri ritmiyle sarsar. Her ikisi de unutulmaz anlar biriktirmek için yıl boyunca sizi bekliyor. Bu yaz, müziğin peşinden gitmenin ne kadar iyi geldiğini bir kez daha hatırladım. Bir sonraki durak: ADE 2025.
Yorumlar (0)